Mustafa Kemal ATATÜRK
Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.

Literatüre incelendiğinde etki açıkça görüldüğü gibi etki değerlendirme kavramının kullanımında farklıklar vardır. Etki değerlendirmesi yapılan değerlendirmenin hem süreci hem de sonucuna göre farklı kapsamlarda kullanılmaktadır. Etki değerlendirmesi kavramının kapsamı planlanmış etkinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak olan tüm süreçlerin planlanması, uygulanması ve etkinin ortaya konulması ile bütüncül bir yapı kastedilmektedir. 

Etki analiz ve etki değerlendirme kavramları sık sık birbirinin yerine kullanılmaktadır. Analiz bir durum ya da yapının bileşenlerinin ayrıştırılmasının yapılmasıdır. Eğer Türk Dil Kurumunu Türkçe Sözlüğüne bakarsanız analiz kavramına karşılık parçalarına ayrıştırma yani çözümleme ifadesinin yer aldığını görülmektedir. Yapılacak analiziler belli kararların alınması için dayanak oluşturulmasında etkili olacak bilgilerin ortaya çıkarılmasını sağlamaktadır. Etki analizi sonuçları olmadan alınacak kararlara bilimsel dayanakları olmayan kararlar olacaktır.  Bu nedenle etki analizi yapıldıktan sonra ortay konulan etkinin yönü ve niteliği hakkında karar verilmesine etki değerlendirme denir.

Etki değerlendirme etki analizi kavramın kapsamaktadır. Süreçsel olarak daha kapsamlı olan ve etkinin niteli hakkında karar oluşturmasına çalışmalarına etki değerlendirme denir. Etki analiz ise bir durumla ilgili ortaya çıkan etkinin var olup olmadığının saptanmasıdır. Aşağıdaki Şekilde etki analiz ve etki değerlendirme kavramının kapsamı ve ilişkisi açıklanmıştır.



Şekil.  Etki analizi ve etki değerlendirme kavramları arasındaki ilişki

Şekil incelendiği zaman görüleceği gibi etki analizi ve bu analizin yapılmasını sağlayan etki analizi yöntemleri etki değerlendirme kavramının kapsamında yer almaktadır.

Bu iki kavramın ayrıştırılması ve aralarındaki bağlantı ve ilişkinin ortaya konulması oldukça önemlidir. Bu kavramların birbirini yerine özensiz kullanımı etki değerlendirmesi çalışmalarında karışıklıklara neden olmaktadır. Eğer sadece etki ortaya konulacak ve ortaya çıkan etki analiz sonuçlarına dayalı karar verme veya değerlendirme yapılmasına yönelik bir çalışma yapılmayacak ise o zaman bu çalışmaya etki analiz denilebilir. Etki analizi sonuçlarına dayalı olarak etkinin niteliği, yönü ve bu sonucalar kullanılarak belli kararlar alınması söz konusu ise o zaman etki değerlendirmesi kavramı kullanılmalıdır.  Çünkü etki analiz sonuçları nedensellik bağlamında tartışılıyor ise etki değerlendirmesi yapılıyor demektir.

Eğitim sistemleri COVID salgınından çok daha önce çıkmaza girmiştir.  Kimsenin ilgilenmediği ya da görmezden geldiği pek çok sorunla dolu yapılar içinde yeni nesilleri eğitilmeye devam edilmektedir. 1850 yıllarda oluşturulmaya başlayan ve 1950 yılarlardan itibaren yeni bir özellik eklenmeyen eğitim sistemleri son nefeslerini vermek üzerdir. 2050’li yıllar için insan yetiştirilmesi mevcut sistemlerle eğitim vermesi kabul edilemez. Son 67-70 yıldır eğitim sistemlerine yönelik uzun soluklu yenilikçi çalışma yapılmamıştır. Sorunlara çözüm olamayan popülist yaklaşımlarla eğitim sistemleri işletilmeye çalışılmaktadır.

Ancak hiç kimse eğitim sisteminde SON 60 YILDIR AGIR BİR PANDEMİ YAŞANDIĞININ GÖRMEK İSTEMİYOR.

Peki eğitim sistemlerinde görülmek istenmeyen pandeminin sonuçları geleceğimizi nasıl etkileyecek? Bu sorunun yanıtını bilen yok. Bu sorun eğitim bakanlıkları, üniversiteler, eğitimciler, okullar, öğretmenler, öğrenciler ve anne-babalar tarafından çözülemeyeceği açıktır. Bu sorunun çözümü için yeni eğitim politikaları belirlenmeli ve bilimsel çalışmaların hâkim olduğu bir zeminde tartışılarak yeni arayışların ortaya çıkarılması gerekir.

Ivan Illich’in 1970 yılında yazdığı “Okulsuz Toplum” kitabında ortaya koymuş olduğu eğitim öngörüsü 2020 yılında gerçek oldu. Eğer bu kitabı okumdaysanız sizlere okumanızı tavsiye ederim. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucundan ayarlanmadığımız için öğretmenlerimiz, okullarımız ve öğrencilerimiz bunun gibi yeni eğitim anlayışlardan haberdar edemedik ve hazırlayamadık. “Okulsuz toplum ve etkili öğrenme” anlayışına hayat kazandırmaya yönelik eğitimle ilgili üzerinde çalıştığım işlevsel ve yenilikçi bir çalışmayı sizinle paylaşmak istiyorum.  Eğitim sistemlerinin sorunları fazla ve karmaşık olup bu sorunlara kısmen çözüm olarak “KENDİ KENDİNE ÖĞRENME” konusunun gündeme alınması gerekir.

Daha önceki Blog yazısında açıklandığı gibi KKÖHBÖ (Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği) ve KKÖYBÖ (Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri Ölçeği) uygulanır ve öğrencilere gerekli eğitimler verilirse öğrencilere KKÖ becerileri geliştirilmiş olur. Öğrencilerin KKÖ beceri düzeyinin belirlenmesi ve sınıflarda, okullarda ya da okul dışında KKÖ becerilerinin öğretmen ve öğrencilere öğretilmesi için farklı yaklaşımlar uygulanabilir. Bu yaklaşımlar aşağıdaki Şekil’de görülmektedir.

Şekil: KKÖ Becerileri Ölçeklerinin öğrencilere uygulanması ve SDL Becerilerin kazandırmasına yönelik yaklaşımlar

Birinci yaklaşımda; ölçeğin öğrencilere uygulaması, elde edilen ölçek puanlarının hesaplanması ve öğretmenler için ders planlarının hazırlanması görevlerinin ölçeği geliştiren araştırmacılar tarafından yapılması esastır. Her iki ölçeğin de ancak bu konuda uzman olan araştırmacılar tarafından uygulanıp değerlendirilmesi gerekir. Uzmanlar bu ölçeği uygulayıp değerlendirdikten sonra eğer ölçeklerle ilgili öğrenci becerilerinde eksiklikler ortaya çıkarsa o zaman öğrencilerin bu eksikliklerini giderecek olan eğitim programlarını tasarlayarak uygulamaktan sorumlu olacaklardır.  Birinci yaklaşımda tüm sorumluluk uzmanlarda olacak ve öğretmenler sadece uzmanlar tarafından hazırlanan planları uygulayacaktır. Öğrenme ortamına, çevre koşullarına, kurumların ve bireylerin ihtiyaçlarına göre uzmanlar tarafında hazırlanan planlar üzerinde öğretmenler ufak güncellemeler yapabilir. Birinci yaklaşımda uzmanlar tüm süreç boyunca öğretmenlere danışmanlık yaparak öğretmen ve öğrencilerin KKÖ Becerileri performanslarının geliştirilmesinden sorumlu olurlar. Bu yaklaşımda tüm dersin planlaması uzmanlara ait olup öğretmenler sadece hazır planların uygulayıcılarıdır.

İkinci yaklaşımda ise KKÖ Becerileri Ölçeklerinin öğrencilere uygulaması, elde edilen ölçek puanlarının hesaplanması ve ders planlarının hazırlanması görevleri öğretmenlerin sorumluğundadır. Ancak KKÖ Ölçekleri ve KKÖB kazandırılması ile ilgili çalışmaların öğretmenler tarafından yapılabilmesi öğretmenlere yetkinlik kazandırılması gerekmektedir. Öğretmenleri KKÖ Becerileri ile ilgili bu görevleri yapabilmeleri için öncelikle uzmanlardan eğitim almaları gerekmektedir. Eğitimlerini tamamlayan öğretmenler, öğrencilerinin KKÖ becerilerini geliştirmek için yapmaları gereken tüm görevleri gerçekleştirirken belli bir süre uzmanlarla birlikte uygulamalı çalışmalar yaparlar. Uzmanlarla birlikte çalışama sürecinde öğretmenler KKÖ Becerilerinin öğretimi ve beceri düzeylerinin saptanması konularında deneyim kazanırlar. Eğitim sürecinin sonunda öğretmenler KKÖ ile ilgili görevleri kendileri yapabilecek yeterliğe ulaşırlar. 

Üçüncü yaklaşımın önceden belirlenmiş ya da öngörülmüş kesin bir formatı yoktur. Kurumlar ile yapılacak görüşmeler ve ortaya konulan ihtiyaca bağlı olarak ile 1. ve 2. yaklaşım farklı biçimlerde uygulanabilir.

KKÖHBÖ (Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği) ve KKÖYBÖ (Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri Ölçeği) Dünyada geliştirilmiş ilk ölçekledir.  Bu ölçekler ilkokulda 1-5 sınıflardaki öğrencilerin Kendi Kendine Öğrenme Becerilerini belirlemek üzere geliştirilmiştir.

Bu iki ölçeğin birbirinin ön koşul oluşturacak biçimde kullanılma ve birbirini tamamlama özelliği vardır. Bu nedenle KKÖ Becerileri kapsamlı biçimde tanımlanmıştır. Örneğin; öğrencilerin KKÖ ile ilgili temel becerilerini belirlemek için ilk önce “Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği” uygulanmalıdır. “Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği” uygulanmasından elde edilen sonuçlardan hem öğrencilerin “Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerilerine” sahip olma düzeyleri hem de “Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri” için ne düzeyde hazır oldukları saptanmış olur.

Şekil: Kendi Kendine Öğrenme Becerileri Ölçekleri

Şekilde görüldüğü gibi her iki ölçeğin birbirini tamamlayan ve birbirinin ön koşulu olma özelliği vardır. Bir öğrenci eğer KKÖHBÖ sonucunda sahip olması gereken beceriler açısından yeterli düzeyde değilse ona KKÖYBÖ uygulanmamalıdır. Çünkü hazırlık becerilerinde eksiklik varsa öğrencilerin yürütme becerilerine sahip olmalarını beklemek doğru değildir. KKÖ hazırlık becerilerinin kazanılması için öğrencilere eğitim verilmeli öğrencilerin eksik becerileri tamamlandıktan sonra KKÖYBÖ ile ilgili süreçler başlatılmalıdır.  KKÖHBÖ ile ilgili süreç tamamlandıktan sonra KKÖYBÖ öğrenciye uygulanabilir. Eğer ölçümler sonucunda yürütme becerilerinde de sorun ortaya çıkarsa eksik olan yürütme becerilerinin giderilmesi için de uygun eğitimler tasarlanmalı ve gerçekleştirilmelidir. 

İlk ölçek olan SDLPSS uygulanırken aynı zamanda SDLISS ölçeği uygulanmamalıdır.  KKÖ hazırlık becerilerine sahip olma KKÖ sürecinin başlatılmasında ön koşul niteliği taşımaktadır. Bu nedenle öncelikle öğrencilerin KKÖ hazırlık becerilerindeki eksiklikleri giderilmesi gerekmektedir. Birinci ölçekle ilgili beceriler öğrencilere kazandırılmadan ikinci ölçek kapsamındaki KKÖ becerilerin ölçülmesine gerek yoktur.

Ölçekler uygulanıp sonuçları değerlendirildikten sonra ortaya çıkan ihtiyaca bağlı olarak olarak eğitimler planlanmalıdır. KKÖB ile ilgili saptanan ihtiyaçların giderilmesi için öğrencilere gerekli eğitimler verilmelidir. Eğitimler bireysel, küçük gruplar ya da tüm sınıfa yönelik olarak verilebilir. 

Bu ölçeklerin öğrencilere uygulanabilmesi için öncelikle ölçeklerin uygulamasını yapacak olan uygulayıcılar tarafından çok iyi bilinmesi gerekir. Öğretmenler ve okullar öğrencilerinin Kendi Kendine Öğrenme Becerilerinin saptanmak ve öğrencilere bu becerilerin kazandırılmak isteyebilirler. Bunun için ölçekleri geliştirmiş olan araştırmacılar ile birlikte çalışılması uygun olacaktır. Bu ölçeklerin sınıflarda öğretmenler tarafından uygulanması ve uygulama sonucunda öğrencilerin eksik olan SDLS geliştirmesi öğretmenler tarafından yapılabilir.  Bunun için öğretmenlerin ölçekleri geliştiren uzmanlar tarafından tasarlanmış olan “Öğretmenler İçin Kendi Kendine Öğrenme Becerileri Eğitimi programını tamamlamaları gerekmektedir.

Daha fazla bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Her iki ölçeğe ilişkin detaylı bilgiler için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz.

Makaleler

Gündüz, G.F. ve Selvi, K. (2016a). Developing A “Self-Directed Learning Preparation Skills Scale For Primary School Students”: Validity and Reliability Analyses, Universal Journal of Educational Research, 4 (10), 2317-2334.  

Gündüz, G.F. ve Selvi, K. (2016b). Developing A “Self-Directed Learning Implementation Skills Scale For Primary School Students”: Validity and Reliability Analyses, Agathos An International Review of the Humanities and Social Science, 7 (1), 103-124.

Kitap

Selvi, K. (2019). Kendi Kendine Öğrenme (Self-Directed Learning), (Ed. Kıymet Selvi), Pegem Akademi, 1. Baskı. Ankara.

Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri “Öğretmen Destekli Kendi kendine Öğrenme Becerilerinin” kapsamında yer alan becerilerden oluşturmaktadır. KKÖHBÖ 2016 yılında Gündüz ve Selvi tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin geliştirilme aşamaları ve genel özelliği hakkında daha fazla bilgi için ölçeğin yayımlandığı makale ve kitaba bakınız. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.

Ölçek Makalesi

 Gündüz, G. F. & K. Selvi (2016). Developing a “self-directed learning implementation skills scale for primary school students: Validity and reliability analysis, AGATHOS, Volume 7, Issue 1, 103-124.

Kitap

Selvi, K. (2019). Kendi Kendine Öğrenme (Self-Directed Learning), (Ed. Kıymet Selvi), Pegem Akademi, 1. Baskı. Ankara.

Bu ölçek, kendi kendine öğrenme için gerekli olan “Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerilerinin ne kadarına sahip olunduğunun belirlenmesi amacıyla ilkokul öğrencilerine uygulanmaktadır. Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri toplam 45 maddeden oluşan beş faktörlü bir yapıya sahiptir. Ölçeğin faktörleri aşağıda görüldüğü gibidir.

  • Araştırma Becerileri
  •  Düşünme Becerileri
  •  Strateji Kullanma Becerileri
  •  Değerlendirme Becerileri Boyutu
  •  Akranla İşbirlikli Öğrenme

Şekil . Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri Ölçeğinin boyutları

Bu ölçek uygulanarak ilkokul öğrencilerinin “Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerilerine” ne düzeyde sahip oldukları belirlenir. Her bir öğrencinin ölçekten elde ettiği puanlar analiz edilerek öğrencinin öğrenme becerileri geliştirilir. Bunun için aşağıdaki süreç uygulanır;

  • Ölçekten edilen toplam puanı hesaplanır
  • Alt ölçek puanları hesaplanır
  • Toplam puan ve alt ölçek puanları incelenerek öğrencinin hangi becerilerinde sorun olduğu belirlenir
  • Her bir öğrencinin ihtiyaç duyduğu beceriler kazandırılması için eğitim programı/danışma programı hazırlanır
  • Hazırlanan programla öğrencilere gerekli olan beceriler kazandırılır.

Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği (KKÖHBÖ) Öğretmen Destekli Kendi kendine Öğrenme Becerilerinin kapsamında yer alan becerilerden oluşturmaktadır. KKÖHBÖ 2016 yılında Gündüz ve Selvi tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin geliştirilme aşamaları ve genel özelliği hakkında daha fazla bilgi için ölçeğin yayımlandığı makale ve kitaba bakınız. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.

Ölçek Makalesi Gündüz, G.F. ve Selvi, K. (2016a). Developing A “Self-Directed Learning Preparation Skills Scale For Primary School Students”: Validity and Reliability Analyses, Universal Journal of Educational Research, 4 (10), 2317-2334.  

Kitap

Selvi, K. (2019). Kendi Kendine Öğrenme (Self-Directed Learning), (Ed. Kıymet Selvi), Pegem Akademi, 1. Baskı. Ankara.

Bu ölçek, kendi kendine öğrenme için gerekli olan “Kendi Kendine Öğrenme Hazırlık Becerilerinin” ne kadarına sahip olunduğunun belirlenmesi amacıyla ilkokul öğrencilerine uygulanmaktadır. Kendi Kendine Öğrenme Hazırlık Toplam 38 maddeden oluşan dört faktörlü bir yapıya sahiptir. Ölçeğin faktörleri aşağıda görüldüğü gibidir.

  • Öğrenmeyi Sürdürme Becerileri
  • Öğrenmeyi Planlama Becerileri
  • Öğrenmeye Yönelik Farkındalık Becerileri
  • Öğrenme Ortamı ve Kaynak Yönetimi Becerileri

 Kendi Kendine Öğrenme Hazırlık Becerileri Ölçeğinin faktörleri aşağıdaki Şekilde görülmektedir.

Şekil. Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeğinin boyutları

Bu ölçek uygulanarak ilkokul öğrencilerinin Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerilerine ne düzeyde sahip oldukları belirlenir. Her bir öğrencinin ölçekten ede ettiği puanlar analiz edilerek öğrencinin öğrenme becerileri geliştirilir. Bunun için aşağıdaki süreç uygulanır;

  • Ölçekten edilen toplam puanı hesaplanır
  • Alt ölçek puanları hesaplanır
  • Toplam puan ve alt ölçek puanları incelenerek öğrencinin hangi becerilerinde sorun olduğu belirlenir
  • Her bir öğrencinin ihtiyaç duyduğu beceriler kazandırılması için eğitim programı/danışma programı hazırlanır
  • Hazırlanan programla öğrencilere gerekli olan beceriler kazandırılır.

Küçüker ve Selvi (2014) ile Günüz ve Selvi (2016) tarafından İlköğretim 1-5 sınıflarda öğrenim gören öğrenciler için geliştirilmiş olan iki ölçek ile öğrencilerin Kendi Kendine Öğrenme Beceri düzeyleri saptanmaktadır. İlk ölçek “Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerileri Ölçeği (KKÖHBÖ), ikinci ölçek ise “Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri Ölçeği (KKÖYBÖ)” dir.  Selvi ve Küçüker tarafından Dünya’da ilk kez tanımlanmış olan Kendi Kendine Öğrenme Becerilerine dayalı olarak geliştirilmiş olan bu ölçekler 1-5. sınıflar için geliştirilmiş olan ilk kapsamlı ölçeklerdir.

Bu iki ölçeğin birlikte kullanılma ve birbirini tamamlama özelliği vardır. Bu nedenle KKÖ ile ilgili becerilerin kapsamlı ve bütüncül biçimde tanımlanmış olduğunu da göstermektedir. Öncelikle öğrencilerin KKÖ hazır bulunma düzeyleri saptanmalıdır. Becerilerindeki eksiklikler belirlenmeli ve bu eksikliklerin giderilmesi için ihtiyaçları karşılayacak eğitimler verilmelidir. Öğrencilere KKÖ Hazırlık Becerileri kazandırıldıktan sonra KKÖ Yürütme Becerileri ölçülmelidir. Eğer ölçümler sonucunda yürütme becerilerinde de sorun ortaya çıkarsa yani Kendi Kendine Öğrenmeye Hazırlık Becerisi düzeyi yeterli değilse ona KKÖYB ölçeği uygulanmamalıdır. KKÖHB konusunda öğrencilere gerekli becerilerin kazandırılması amacıyla verilen eğitimler ile KKÖYB konusundaki eksiklikler giderilmelidir. Bu nedenle KKÖHB ilgili eksik beceriler öğrencilere kazandırılmalıdır. Verilen eğitim sonucunda hangi becerilerde değişim olup olmadığı üç dört ay sonra yeniden ölçülerek belirlenmelidir.

KKÖB’leri ile ilgili ilk ölçek kapsamında ölçülen KKÖ Hazırlık Becerilerine sahip olma ikinci ölçekte yer alan beceriler için ön koşul niteliği taşımaktadır.  Bu nedenle öncelikle KKÖ Hazırlık Becerilerindeki eksiklikler belirlenmeli ve bu eksiklilerin giderilmesi için ihtiyaçları karşılayacak eğitimler verilmelidir. Öğrencilere KKÖ Hazırlık Becerilerinin kazandırıldıktan sonra KKÖ Yürütme Becerileri ölçülmelidir. Eğer ölçümler sonucunda yürütme becerilerinde de sorun ortaya çıkarsa eksik olan yürütme becerilerinin giderilmesi için de uygun eğitimler tasarlanmalı ve gerçekleştirilmelidir. 

Yukarıda açıklandığı gibi, ölçekler önkoşul özelliği dikkate alınarak uygulanıp öğrencilerin sahip olduğu beceriler saptanmalıdır. Daha sonra ise ortaya çıkan ihtiyaca göre öğrencilere Kendi Kendine Öğrenme Becerileri eğitimleri verilerek öğrencinin KKÖ becerileri geliştirilmelidir.

Kendi kendine öğrenmenin literatürde pek çok tanım vardır. Bu tanımlar kendi kendine öğrenmenin belli özelliklerine odaklanmıştır. Öğrenin farklı öğrenme ortamlarında kendi öğrenmesinin sorumluluğunu alması ve yönlendirebilmesi temeline dayanmaktadır. Öğrenenin bu süreci etkili gerçekleştirebilmesi için gerekli olan bilişsel ve duyuşsal özelliklere sahip olmasını gerektiren, öğrenmede sürekliliği amaçlayan öğrenmeye Kendi kendine öğrenme denir.  Kendi kendine öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrenin Kendi Kendine Öğrenme Becerilerini kazanmış olması gerekir. Kendi kendine öğrenme becerileri kavramının iki temel bileşeni vardır. Kendi Kendine Hazırlık Becerileri ve Kendi Kendine Öğrenmeyi Yürütme Becerileri.

Kendi Kendine Öğrenme Becerileri ve onların alt boyutları aşağıdaki Şekilde yer almaktadır.

Şekil. Kendi Kendine Öğrenme Becerileri

Eğer öğrenen ya da öğrenci Şekil’de görülen Kendi Kendine Öğrenme Becerilerine sahip olmaz ise yaşamboyu öğrenmenin gerçekleşeceği dikey eksenli bir yaklaşımın eğitim sisteminde uygulanması mümkün olmayacaktır.

Daha önceki Blog yazımda mevcut eğitim sisteminin yata eksenli anlayışı üzerine kurulduğunu ancak tek eksenli anlayışın yetersiz olduğundan söz etmiştim.  Tek eksenli eğitim sistemi yerine hem yatay hem de dikey eksenin birlikte yer alan başka bir eğitim sistemi ile ilgili tartışmalar yapılmıştı. Ancak dikey eksenli bir eğitim sistemine geçmek için yatay eksenli öğretici merkezli bir öğrenme-öğretme anlayışından daha farklı öğrenme-öğretme anlayışına ihtiyaç vardır.

Mevcut yatay eksenli öğrenme anlayışına dayalı oluşmuş olan sistemde belli zorlama ya da koşullara bağılı olarak öğrenmelerin gerçekleşmesinden daha farklı bir durma geçilmesi gerekmektedir.  Öğrenenin kendi öğrenme becerisi, öğrenme hızı ve isteği doğrultusunda öğrenmelerin gerçekleşmesi için dikey eksenli sistemin mevcut sistem içinde yer alması gerekmektedir. Eğitim sisteminin dikey esen temelli çalışabilmesi için bireyin öğrenme becerisinin geliştirilmesi, öğrenme potansiyelinin ortaya çıkarılması için öğrenme sorumluğu öğrenen bireyde olmalıdır. Dikey eksen için gerekli olan örenme ile ilgili bu beceriler yatay eksenli sistemde öngörülmeyen ve arzu edilmeyen becerilerdir. 

Dikey eksenli bir sistem içinde öğrenme için kendi öğrenme becerileri hakkında farkındalık kazanması, kendi kendine öğrenme becerilerini geliştirmesi ve öğrenme sorumluğu alması gibi üç aşamadan oluşan Kendi Kendine Öğrenme Becerilerini kazanma süreci ile gerçekleşir. Kendi kendine öğrenme süreci içinde yer alan üç aşamayı tamamlayan bir birey “Kendi Kendine Öğrenen Bireye” dönüşerek kendi öğrenmesinin sorumluluğunu alabilen yaşam boyu öğrenen bireye dönüşecektir. Öğrenme sorumluğu, kendi kendine öğrenme ve kendi öğrenme becerileri hakkında farkındalık kazanma dikey eksenli sistemin de temel özelliğidir. Bu nedenle dikey eksenli sistem ile kendi kendine öğrenme becerileri arasında kuvvetli bir ilişki vardır.

Yatay eksenli eğitim sistemleri birbirine benzer özellikler ile donatılmış ve ortalama standartlara sahip olan tek tip insan yetiştirmeye odaklanmıştır.   Eğer birey mevcut sistemi tarafından ortaya konulmuş olan   standartlara eğitim sürecinde ulaşmada problemler yaşar ise eğitim sisteminin yanı sıra eğitim sistemi ile ilişkili olan pek çok sistemin de dışına atılmaktadır. Günümüzde yaşamboyu eğitim kavramı ve yirmi birinci yüzyıl becerilerini sık sık tartışılıyor. Yaşamboyu eğitim ve yirmi birinci yüzyıl becerilerinin yatay eksenli örgün eğitim sistemi içinde gerçekleştirilme olanaklı gözükmüyor. Bahsedilen bu yeni kavramlar yatay eksenli anlayışın dezavantajlarının azaltılmaya yönelik yenilikçi çözümlerdir.  Ancak yatay eksenli eğitim sistemi içine bu yeni özelliklerin eklenmesi ile sistemin sorunlarına çözüm oluşturmak pek de mümkün değil.

Eksen değişiminden söz ederken birdenbire yatay eksenin dikey eksen döndürülmesi düşünülmemelidir. Çünkü eğitim sistemlerindeki çok hızlı değişim tek başına eğitim ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayamayabilir. Bu nedenle ilk önce yatay ve dikey eksenin üstünlüklerinin alınarak iki eksenli bir eğitim sistem oluşturulması daha uygun olabilir. Ancak eğitimde hâkim olan yatay eksen dikeye eksenin eğitim sistemine girişine karşı direnişi gösterebilir. Mevcut sistem dikey ekseni zayıflatarak onu kolaylıkla işlemez hale getirebilir. Birbirinden farklı özellikleri olan iki sistemin birbirine entegre edilerek birlikte işlemesinin sağlanması zor olabilir anacak imkânsız değildir.  Yatay eksenin dikeye esen ile uyum içinde çalışması için bu iki eksenin eğitim sisteminde birlikte işletilmesi için gerekli ön hazırlıkların yapılması gerekir. Bu hazırlık tatbikî yoğun bir teknik hazırlık yapılmasını gerektirecektir. Ancak teknik hazırlıktan önce eğitime ilişkin mevcut ve hâkim algıların değişmesine ihtiyaç vardır. Düşünsel hazırlık olmadan mevcut yatay anlayıştan dikey anlayışa geçiş mümkün değil.

Bu nedenle insanoğlunun uzun deneyimleri ile ortay çıkan yatay eksenli eğitim sistemini dönüştürmek hiç kolay olmayacak. Belki de çok uzun bir tartışma döneminden sonra eğitim sisteminin değişim daha kolay olacaktır. Sistemler kolay değişir ancak o sistemlere ilişkin oluşturulmuş olan düşüncelerin değişimi birkaç neslin ömrüne mal olacak kadar uzun olacaktır. Örneğin ben bu kavramı tartışıyorum ve belki de birileri bu tartışmanın kapsamını tam kavrayamayacaktır. Çünkü onlar belki de mevcut eğitim sisteminde yapılacak küçük değişikliklerin tüm sorunları çözüleceğine içtenlikle inanmaktadır. Bu türden köklü değişimlere yönelik en büyük zorluk değiştirilmeye çalışılan sistemeler olan düşünsel ve teknik bağlılıktır. Uzmanların, politikacıların, sistemin içinde bulunanların ve çeşitli çıkar gruplarının adanmışlık düzeylerine bağlı olarak yeni bir bakış açısına karşı gösterilen dirençlerdir.