Sistemler ister bireysel ister toplumsal veya kurumsal olsun her sistemin ilerlediği bir eksen vardır. Bu eksenler yatay ve dikey eksen olmak üzere ikiye ayrılır.  Dikey eksen daha çok gelişimi ve ilerlemeyi ifade ederken yatay eksen herhangi bir değişim öngörmeden belirlenmiş sistemlerin aynı şekilde devam etmesi anlayışına dayanmaktadır. Dünyadaki mevcut eğitim sistemlerinin eksen incelendiğin mevcut durumun korunması anlayışına dayalı olan yatay eksen sahip olduğu görülmektedir.

Yatay eksen iyi-kötü, başarılı-başarısız, uzak-yakın, sevilen-sevilmeyen, hoşlanılan-hoşlanılmayan, dost-düşman, bizden-bizden değil gibi karşıtlık, zıtlık ve çalışmalar üzerinden bireyin kendisini, dünyayı ve sistemleri konumlandırması anlayışına bağlıdır. Birey, toplum, devlet ve sistemler kendilerini ve kendileri dışındakileri zıtlık temelli yatay ekseni üzerinden algılamaktadırlar. Yatay eksende var olan bir ideoloji ve değerler sistemi üzerinden yargılamalar ya da değerlendirmeler yapılmaktadır. Örneğin anne babanın kendi ideolojisi veya dünya görüşünü çocuklarına aktarması sonucu aile içinde aynı ideoloji ve değerler paylaşılır. Toplumsal yaşam açısından çocukların bakıldığında ailenin ve toplumun değerlerinin benimsenmiş olması iyi bir davranış olarak görülür. Ancak bu durumda var olan değerleri sorgulamadan olduğu yaşama aktarılma tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Kişilik gelişim açısından bakıldığında mevcut değerlerin kabulü kişilik gelişim sürecinin orta noktasına yani tam yarısına denk gelmektedir. Eğer bir birey kişilik gelişiminin yarısında saplanıp kalırsa daha ileri gitme olasılığı yoktur. Yani kişilik bütünlüğü oluşturma çabası tam yarıda kalır daha fazla ileri taşınamaz ise kişilik bütünlüğüne giden süreç kesintiye uğramaktadır. Kişilik bütünlüğü eksik kalan bireyler veya kendinin düşmanına ya da rakibine göre konumlandıran toplumlarda gelişim ve bilinç gelişimi çok zayıf kalmaktadır.

Yatay eksende birey kendi gelişimini, içsel duygu ve düşüncelerini dikkate almadan dıştan gelenlere odaklanmış olarak sürdürür. Örneğin eğitim sistemi içindeki öğrenciler bir başarısızlık yaşadıkları zaman bunun kaynağı olarak, öğretmen, kitap, eğitim programı veya eğitim sisteminden kaynaklanan sorunlara olarak görürler. Ancak kendileri ile ilgili özelliklerinden hangilerinin öğrenmelerinde bir sorun oluşturup oluşturmadığına odaklanmazlar. Öğrenmelerinde ortaya çıkan sorunla ilgili kendi içsel kaynaklarını araştırmadıkları için soruna etkili bir çözüm bulmakta yetersiz kalmaktadırlar. Bu örneğin benzerlerin bireysel ve toplumsal yaşamın içinde hemen hemen her gün görmek mümkündür. Bu durumun mevcut eğitim sisteminin yatay eksene dayalı olarak işlemesinden kaynaklandığı söylenebilir.

Dikey eksen ise yatay eksenin tam tersidir. Dikey eksende birey dışsal sistemlere değil içsel sistemlere odaklanır. Birey kendisin nasıl gelişeceğine kendisi karar verebilir. Dikey eksen üzerine temellendirilmiş bir eğitim sistem bireyin kendi gelişim eğrisine odaklanır ve bireyin gelişimini n sürdürülesi için içsel kaynakları dikkate alır. Örneğin sınıfta matematik öğrenen öğrencilerin dönem başındaki durumu ile dönem sonunda durumu arasındaki ilerlemeyi esas alır. Yatay eksende olduğu gibi ortaya konulmuş bir standart veya normun diğerlerine göre ne kadarını gerçekleştirdiğine bakılmaz. 

Yatay sistemlerde ise bireyin kontrol altında tutulmayı hedeflenir. Kontrol altında tutulan bireylerin gelişimleri aile ve toplumsal sistemlerin izin verdiği ölçüde gerçekleşir. Mevcut eğitim sistemleri esnek olmayan eğitim programları ve sistemleri aracılığı ile bireylerin gelimine ne kadar izin vereceği planlamaktadır.

Dikey sistemlerde ise bireyin kendini gerçekleştirme sürecinin kesintisiz yükseltilmesi, bilinç ve algıların sürekli açılması hedeflenir.

Bireyin dünya içindeki kendi varlığını algılaması ve geliştirmesi için dikey sistemlere ihtiyaç vardır. Bireyin dikey sistemler üzerinden geliştirilmesi için sistemlerin gelişiminden çok bireylerin gelişimine odaklanması gerekir. Eğer eğitim sistemi aracılığı ile bireye dikey eksen temelli bir yaklaşımla öğrenmelerini gerçekleştirme fırsatı sunulabilirse bireyin var olan potansiyelinin kullanma konusunda farkındalık kazandırılmış olur.