Eğitim sistemleri COVID salgınından çok daha önce çıkmaza girmiştir.  Kimsenin ilgilenmediği ya da görmezden geldiği pek çok sorunla dolu yapılar içinde yeni nesilleri eğitilmeye devam edilmektedir. 1850 yıllarda oluşturulmaya başlayan ve 1950 yılarlardan itibaren yeni bir özellik eklenmeyen eğitim sistemleri son nefeslerini vermek üzerdir. 2050’li yıllar için insan yetiştirilmesi mevcut sistemlerle eğitim vermesi kabul edilemez. Son 67-70 yıldır eğitim sistemlerine yönelik uzun soluklu yenilikçi çalışma yapılmamıştır. Sorunlara çözüm olamayan popülist yaklaşımlarla eğitim sistemleri işletilmeye çalışılmaktadır.

Ancak hiç kimse eğitim sisteminde SON 60 YILDIR AGIR BİR PANDEMİ YAŞANDIĞININ GÖRMEK İSTEMİYOR.

Peki eğitim sistemlerinde görülmek istenmeyen pandeminin sonuçları geleceğimizi nasıl etkileyecek? Bu sorunun yanıtını bilen yok. Bu sorun eğitim bakanlıkları, üniversiteler, eğitimciler, okullar, öğretmenler, öğrenciler ve anne-babalar tarafından çözülemeyeceği açıktır. Bu sorunun çözümü için yeni eğitim politikaları belirlenmeli ve bilimsel çalışmaların hâkim olduğu bir zeminde tartışılarak yeni arayışların ortaya çıkarılması gerekir.

Ivan Illich’in 1970 yılında yazdığı “Okulsuz Toplum” kitabında ortaya koymuş olduğu eğitim öngörüsü 2020 yılında gerçek oldu. Eğer bu kitabı okumdaysanız sizlere okumanızı tavsiye ederim. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucundan ayarlanmadığımız için öğretmenlerimiz, okullarımız ve öğrencilerimiz bunun gibi yeni eğitim anlayışlardan haberdar edemedik ve hazırlayamadık. “Okulsuz toplum ve etkili öğrenme” anlayışına hayat kazandırmaya yönelik eğitimle ilgili üzerinde çalıştığım işlevsel ve yenilikçi bir çalışmayı sizinle paylaşmak istiyorum.  Eğitim sistemlerinin sorunları fazla ve karmaşık olup bu sorunlara kısmen çözüm olarak “KENDİ KENDİNE ÖĞRENME” konusunun gündeme alınması gerekir.